Eskişehir Ticaret Odası Başkanı Metin Güler, odanın video konferans yöntemiyle gerçekleştirilen Mart ayı olağan meclis toplantısında Türkiye’nin yüksek faiz, yüksek enflasyon ve yüksek döviz kuru sarmalına dikkat etmesi gerektiğinin altını çizdi.
Eskişehir Ticaret Odası'nın mart olağan meclis toplantısı telekonferans yöntemiyle gerçekleştirildi. 30 Mart Salı günü Eskişehir Ticaret Odası Meclis Başkan Yardımcısı İ. Atilla Sabahcı'nın açılış konuşmasıyla başlayan toplantıda gündem maddeleri görüşülerek karara bağlandı. Toplantıda konuşan ETO Başkanı Metin Güler, odanın faaliyetleri ve ekonomideki gelişmeler hakkında değerlendirmelerde bulundu. Başkan Metin Güler, vaka sayısının artmasına bağlı olarak yeniden tedbirlerin alınması sebebiyle iş hayatının ve sosyal yaşamın durmasından üzüntü duyduklarını söyledi. ETO’nun Mart ayında gerçekleştirdiği çalışmalar hakkında meclis üyelerine bilgi veren Güler, Covid-19 salgını sürecinde tüccarın, sanayicinin, esnafın zorlu bir sınav verdiğini kaydetti.
Ani döviz yükselişleri sıra dışı maliyetlere sebep oluyor
Ekonomideki gelişmelere değinen ETO Başkanı Metin Güler; Türkiye’nin yüksek faiz, yüksek enflasyon ve yüksek döviz kuru sarmalına dikkat edilmesi gerektiğini ifade etti. Dövizdeki dalgalanmanın ithalata bağımlı üretim yapan firmaları olumsuz etkilediğini belirten Güler, dövizin hızla yükselişinin sıra dışı maliyetlere ve zararlara sebep olduğunu söyledi. Yüksek faizin de krediyle işlerini döndürmeye çalışan firmaları zor durumda bıraktığını belirten Güler, yüksek faizin hem vatandaşların hem de iş camiasının elini kolunu bağladığını, inşaat başta olmak üzere bir çok sektörün yüksek faizden olumsuz etkilediğini dile getirdi.
Sorunları çözebilirsek bu süreçten güçlenerek çıkarız
Türkiye’nin güçlü bir ülke olduğunu ve ekonomideki yapısal sorunlarını çözmesi halinde bu süreçten güçlenerek çıkabileceğini belirten ETO Başkanı Metin Güler; daha önce uygulanan güven ve istikrara dayanan ekonomi politikalarına ağırlık verilmesi, iş dünyasının, ekonomiye yön veren bürokratların, işveren sendikalarının ve sivil toplum kuruluşlarının ortaklaşa hareket etmesiyle birlikte Türkiye’nin önceki yıllarda yakaladığı başarılarına bir yenisini daha ekleyebileceğini kaydetti.