ALPU | BEYLİKOVA | GUNYUZU | ÇİFTELER | MAHMUDİYE| MİHALGAZİ | SARICAKAYA | SİVRİHİSAR | HAN|
| SEYİTGAZİ
|

MİHALIÇÇIK


Mihalıççık ilçesi, kuzeyde ve doğuda Ankara, batıda Beylikova, Alpu, güneyde ise Sivrihisar ile çevrilidir. 1925 yılında Eskişehir'e bağlanmıştır. Nüfusu 2000 yılı sayımına göre 18.696 olup, nüfusun 13.990'ı (% 74.8) köyler de, 4.706'sı (% 25.2) ilçe merkezinde yaşamaktadır.

 

İlkçağlarda ki Frig yerleşiminin izleri olmasına karşın ikincil derecedeki yollar üzerinde bulunması nedeniyle ancak Osmanlı döneminde önem kazanmış, Osman Bey tarafından Köse Mihal'in yönetimine verilen ilçe torunu Gazi Mihal dolayısıyla Mihalıççık adı ile anılmaya başlandı.


Anadolu'nun en önemli ozanlarından Yunus Emre'nin doğduğu yer olan Sarıköy(bugünkü Yunus Emre Köyü) Mihalıççık İlçesi Sınırları içerisindedir.

 

Tarihi

Mihalıççık ilçesi, Yukarı Sakarya Bölümünde Sündiken Dağları'nın güney doğusunda kurulmuş olup, tarihi çok eskilere dayanmaktadır. İlçede eski bir yerleşim alanı olarak yer yer Selçuklular öncesi ve Selçuklular sonrasına ait kalıntılar ile tarihi eserler görülmektedir.

M.Ö. 1200 yılında boğazları geçerek Avrupa'dan gelen Frigyalılar Anadolu'ya yayılarak, Hititlerin merkezi olan Boğazköy'ü (Hattuşaş) yıkıp yakmışlar, halkı kendi egemenlikleri altına almışlardır.Böylece Batı Anadolu'nun büyük kısmnı ele geçirmişlerdir.

Frigyalılar Anadolu'ya yerleşmekle Anadolu, Ege ve Avrupa uygarlıklarını birbirine kaynaştırmışlardır. Uygarlıkta hayli ileri giden ve Anadolu'da pek çok tarihi eser bırakan Frigyalılar Karadenizin kuzeyinden gelen Kimmerlerin akınlarına dayanamayıp yıkılmışlardır. Anadolu'nun tarih öncesi üzerinde Kimmerlerin fazla etkisi görülmemiştir.

Friglerin yıkılmasından sonra "Şahin Krallar" döneminde bağımsız bir devlet kurarak az zamanda Frig topraklarının batı kesiminde önemli yerlere yerleşmişlerdir. Lidya devleti doğudan gelen Med ve Perslerin saldırısına uğramışlar ve M.Ö. 543 yılında yapılan savaşlar sonucu Anadolu egemenliğini Perslere bırakmak zorunda kalmışlardır. M.Ö. 546 yılında Pers orduları Eskişehir ili topraklarından geçen Kral Yolunu izleyerek Lidyalıların merkezi Sard'a ulaşmışlar ve şehri zaptetmişlerdir.

Persler, akınlar halinde gelip geçici olarak kalmışlardır. Bu nedenle onlara ait tarihi kalıntılar bulunamamıştır.

M.Ö. 190 yılında Anadolu, Romalıların egemenliğine geçmiştir. M.S. 395'de Roma İmparatorluğu'nun ikiye bölünmesi ile de Anadolu Bizanslılara bağlanmıştır. Bu dönemden kalan Bizanslılara ait eserler ve mezar kalıntıları Eskişehirin il ve ilçelerinde çokca görülmektedir.

Gaznelilerin1040 yılında Selçuklulara yenilmesiyle ve Selçuklu hükümdarı Alparslan'ın 1071 yılında Malazgirt Savaşını kazanmasıyla Türklere Anadolu kapıları açılmış oldu.

Çevremiz toprakları da 1074 yılında Türklerin eline geçmiştir. Anadolu Selçuklu Sultanı Mesud tarafından 1284 yılında fermanla aşiret reisliğinden uç beyliğine getirilen Osman bey, Osmanlı Devleti'nin kurucusu olmuştur.

Gün geçtikçe güçlenen Osmanlı Beyliği 1289 yılında Eskişehir çevresini topraklarına katmıştır. Osman oğulları kayı boyundandır. Fethettikleri yerlere kendi boylarından Türkleri yerleştirmişler ve Türkçe isimler vermişlerdir. Örneğin; Kayı köyü, Belen, güreş, Dağcı köyleri gibi. Osmanlı Devleti'nin kuruluşunda Türkmen dervişlerinin faaliyetleri önem taşımaktadır.

Çevredeki şeyhlerden Şeyh Edebali'ye büyük saygısı olan Osman bey, O'nu sık sık ziyaret etmiştir. Bir gün İnönü beyine misafirliğe giden Osman beyi, Eskişehir beyi ve Müttefiki Harmankaya tekfuru Köse Mihal teslim almak isterler. bunun üzerine çıkan savaşta Osman bey galip gelir ve Köse Mihal'i teslim alır. Köse Mihal daha sonra Osman beyle dost olmuş ve (1308-1318) yılları arasında müslümanlığı kabul etmiştir. Harmankaya ve çevresi Köse Mihal'e dirlik olarak verilmiştir.

Mihalıççık isminin Köse Mihal'den veya oğlu Gazi Mihal'den geldiği yönünde pek çok rivayet olmakla beraber henüz belirgin olarak hiçbiri hakkında kesin tarihi belge elde edilememiştir.

Şemsettin Sami Kâmusü'l Alâm adlı eserinde 1840 tarihinden beri Ankara vilayetinin merkez sancağına bağlı bir kaza olan Mihalıççık hakkında şu bilgileri vermektedir.; "Kaza merkezi Kuyucuk Köyüdür. 59 köyden oluşan kazanın tümü müslüman olmak üzere nüfusu 15.538'dir. Burada tahıl ve bakliyatın yanında çok çeşitli meyve ve sebze, tütün, susam, pamuk üretimi ve bazı köylerde ipekçilik yapılmaktadır. Kazada kil çıkarılır. Zanaat olarak, seccade, kilim ve çuval dokumacılığı vardır.

Mihalıççık Adı Nerden Geldi

Osmanlı Devletine büyük hizmetleri olan ve mihallı Akıncıları diye şöhret bulan Akıncıların Reisi mihal oğullarının Atası Köse Mihaldır. Köse mihal Sarıcakaya ilçesi Mihalgazi nahiyesi yakınlarında Harmankaya Tekfuru(Beyi) idi. Köse mihal ile sultanönü beyi (Tekfuru ) birleşerek Osman gazi ile savaşmışlar, köse mihal’i esir etmiş ve yiğit bir kişi olduğunu görerek çok kuvvetli teminat ile serbest bırakmış sonra ikisi dost olmuşlardır. Köse Mihal Müslümanlığı (1308-1318) yılları arasında kabul etmiş Abdullah-Mihal ismini almıştır. Köse Mihal 1326 ‘dan sonra vefat etmiş. Kabri ilçemizin Ermenek köyüne (şimdiki Çalkaya köyü)  4 km. uzaklıkta Emremsultan tarafındadır.Mihalıççık Orhan gazi zamanıda Osmanlı topraklarına katılmış, dolayasıyla Mihal oğullarında dirlik olarak kalmıştır.Mihalgazinin küçüklüğü ilçemizde geçtiği için küçük anla mında Mihalıççık olarak adlandırılmıştır.

800 yıllık bir gelenek

Sorkun'da çömlekçilik Mihalıççık'a 12 km. uzaklıktaki Sorkun köyünde halkın tümü çömlekçilikle uğraşmaktadır. Yüzyıllar öncesinin yön temlerini kullanmaları dolayısıyla dünyanın her yerinden araştırmalara konu olmaktadırlar.


Ekonomi

İlçe halkının en önemli geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır.

 

Madenler

Krom
İlçemizin Kavak Köyü Yazlık Deresi mekiindeki krom madeni 1930 yılında Atatürk'ün kararnamesi ile faaliyete başlamıştır. Türkiye'nin en eski işletmelerinden birisidir.Uyguladığı çalışma yöntemleriyle Türkiye krom madenciliğine öncülük etmiştir.Yer altı ocakları 360 metre olup, Türkiye'nin en derin, dünyanın da sayılı krom işletmesidir.İşletmede çalışan işcilerin çevre köylerden olması bir çok insanımıza iş olanağı sağlamaktadır. Yer altından istihsal edilen tüvenan cevherinin dünya standartlarına uygun konsantre krom haline getirilmesi ocakların bulunduğu yöredeki tesislerde yapılmaktadır. Her türlü sosyal ve teknik tesislere sahip olan işletmede yılda 108.000 ton tüvenan cevherden 45.000 ton konsantre krom cevheri elde edilmektedir.

Kömür
İlçemizin Koyunağılı ve Beyköy sınırları içinde geniş kömür yatakları bulunmaktadır. İlçenin kömür ihtiyacının büyük bir bölümünü karşıladığı gibi değişik illere de sevkiyat yapılmaktadır Halen bu alanda 4 adet kömür işletmesi üretimini sürdürmektedir. 

 

1-Koyunağılı Kömür işletmesi

2-Mihalıççık Kömür işletmeleri A,Ş

3-Özemre Kömür işletmesi

4 Karadeniz Kömür İşletmesi

 

Manyetiz
İlçemiz sınırları içinde yaygın olarak görülmektedir. Bahtiyar köyünde, Mihalıççık merkezde ve Ömerköy'de bulunan işletmeler manyezit çıkarmaktadır. Manyezit ocakları açık işletme olarak çalıştığından üretim daha çok yaz döneminde yapılmakta, kış döneminde üretim azalmaktadır.

Mermer
Yunusemre Beldesi civarında çıkartılmaktadır. Üretilen mermer, basınçla metamorfize(oniks) tipi mermerdir. Söğüt yeşilnden sonra kalite bakımından ve kullanma alanı bakımından Türkiye'de ikinci sırada yer almaktadır. Yurt dışında da kalitesi bilinmekte olup, sürekli talep vardır.

Kaolen
Diközü köyü, Ahurözü ve Hamidiye      köyü sınırlarında bulunmaktadır. Kaolen; Seramik Sanayinin esas maddesini teşkil eder

Kil

Kuvars

Amyant

 

Akarsu ve Sulama Göletleri

Ömerköy Göleti

İlçeye 4 km uzaklıkta bulunan ömerköyü göleti Ömerköyü sınırları içerinde sulama amaçlı bir gölettir. Etrafı ormanla kaplı olduğu için piknik yeri olarak kullanılmaktadır.

Porsuk Çayı

Deniz seviyesinden 726 km² yükseklikte bulunmakta olup Eskişehir ilinin önemli bir akarsuyu dur. Yunusemre Beldesi ve Sazak köyünden geçer topraklarına verimlilik katarak Sakarya nehrine dökülür.

Hasan Polatkan Baraj Göleti

Sarıyar Baraj Göleti

İlçenin kuzeydoğunuda yeralan baraj, Uşakbükü Koyunağılı köylerinin tarım alanlarının büyük bir bölümünü sofcçabük köyünün tamanını suları altına almıştır. 1956 yılında tabının beton tipi bir baraj olup temelden yüksekliği 108 m. Üst uzunluğu 250 m. Göl uzunluğu 60 km’dir. Ülkemizin elektrik üreten ilk barajlarındandır. 2 milyonküp su toplar. Kuzeybatı Anadolu elektrik hattına bağlıdır.

Baraj gölü kenarındaki köyler balıkçılık tan geçeim kaynağı olarak yaralanmaktadır.

Gökçekaya Baraj Göleti

İlçenin kuzeybatısında yer alan baraj  Akçaören, Çalkaya, Süleler köylerinin geçim kaynağıdır. Gökçekaya Barajı elektrik üretmek amacıyla yapılmış, 100’er megavatlık üç üniteden oluşan hidroelektrik santralidir. Yılda yaklaşık562 milyon kilowat-saat elektrik enerjisi üretmektedir. Yüksekliği 115 m olan barajın üst uzunulğu 366 m’dir. Depolayabileceği su miktarı 910 milyon m.küp.

Dağcıköy Göleti